uzun bir tarih girdi aramıza eyvaah gözyaşı bile
bir şarkı duydum sanki bir an sen miydin küsçiçeğim
lü, yetmezoldum gülümsemeye aşkı düşlerken, bak
kaldım asteroidler arasında ya hangi küloluş bana
durulmazmış artık yürüyenin önünde, öğrendim
geçip gidiyorsun işte yüreğimden: degrade
değilse üzülürüm lû çekilirsen şiirimden
başkoymuştum geceduruşlu saçlarına
uyandır beni bak ayrılık baladı bu
eski acemiliğim bu, az ötende
çaresizliğim, sevgilim
bilirsin lû her aşk üzgündür kuğunun sustuğu
yerde: bir de yetmişaltıncı sayfası var bir kitabın
bir de yetmişaltıncı sayfası vardı ya bir kitabın
kydettim syirdefterine zambak gibi susuşla
nazi işgâli altında ukrayna'daydık sanki
açsefil işçilerle seçme işgâlciler
karşıkarşıyaydı ateş altında
aşk ya da ölüm safında
işgâlciler yenilmemeliydi asılmışların toprağında
değilse kıyısınd dar bir uçurumun
kurşuna dizilmek vardı lû
kalbim, ki tıpkı öyle
haksız bir tarih girdi aramıza eyvaah kan bile
yetmezoldum acılarına lorca'nın yalnızkuşu adım, bak
bir sabah olsun bu sabah olsun günaydın de mamêke
değilse gözlerime sızan bu ansız uykuda yine sen
eskimo kadını o ellerinle ne çok uzaksın işte
kımıltısız öpüş ey aşkı heder sanan o gülüş
ya hangi buluta tırmanayım şimdi, söyle
bir kalkıp gidişin ayaksesi,
sevgili
bir de yetmişaltıncı sayfası vardı bir kitabın
managua sıcaklığını yitirmem vardı aşk gibi
dağlar altına gömülmem vardı son grizuda
yenilgilerden kalkıp sana gelişim yine
eski çaresizliğim, sevgilim
azilerde bir lodosa sığınıp susmak mı bu
yağmur olup yağmadığın örselenmiş ırmaklarda
unutmak umudu dudaklarımı kanatıp susmak mı lû
ne an unuttum dansetmeyi ya nasıl bir savruluş bu
kuş ölümü yaprak dökümü an mı bu nasıl yasemin
kanatılan o yaramız işte ertelenmiş öpüşle
güz iklimim akasyalar hüznüm, lû
ne çok yeniliş bu, yüreğine
ki, gülü yoksa bir sevenin başka neyi
külüm demiştim ya lû çekilirse şiirimden
yürüyorum işte aynı adımlarla ölüm üzerinde
utanmak istemedim oysa ne söz ne gözyaşımdan
ve alçalıyorum işte alçalabileceği kadar bir insanın
söz dinlet kalbime ver artık hükmünü alçak şu adam
söz dinlet kalbine lû ver hükmünü alçak mu şu adam
değilse kül kalacak geriye göğsünde gül büyütenden
değilse yetmişaltıncı sayfası vardı bir kitabın
vazgeçmezliğim lû: ben, yalnızkuşu lorca'nın
yetmezoldum acılarına, bak
kaldım uçurum kuşlarıyla
zerim zerim axh gul a zerim
sustur ki diligeçmiş olmasın dilim
gelince yine tupamaroların kente girişiyle
gümbür gümbür gül yine aşk olsun ayaksesin
sahip çık küllerine ya anka ol ya anka, tıpkı öyle
üzgün bir tarih girdi aramıza eyvah ayrılık bile
mehmet çetin
hatıradır yak bu fotoğrafı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder