15 Şubat 2020 Cumartesi

“VE ARTIK HAKKIMDA HÜKMÜNÜZÜ VERİN!”: MEHMET ÇETİN


Niçin şu sıralarda bir Rosa Luxemburg biyografisi? Çoğu kişi Rosa Luxemburg’un ismini gerçekten de bilir, ama çağrıştırdığı şeyler belirsizdir – Alman, Yahudi ve devrimci; uzayabildiği kadar uzar.. diye söze başlamıştı P. Nettl, sekizyüzü aşkın sayfa toplamında okura sunduğu Rosa Luxemburg biyografisinde.*
          Haklılıktı.
          İlgili her kişi çevre ya da siyasal örgütlenme, ideoloji/tarih karşısındaki duruş biçimine bağlı olarak bir yaklaşım önerdi Rosa için. Toplumbilimci P.Nettl’in de yaptığı bu; Rosa Luxemburg imgesini kendi kavrayışında biriktirdiği çağrışım imgeleriyle tanımladı, renkli ve zengin anlatımla fotoğrafladı. Bunda kimi tartışılabilir yaklaşım, gösterme ve tanımlama/kategori oluşturmalar bulmak fazlasıyla olanaklı. Ne ki bu ayrı bir tartışma konusu. Şimdi, Amerikalı toplumbilimci P.Nettl tarafından yazılan bu kapsamlı biyografide, Rosa Luxemburg’un  mücadele ve yaşam seyir defteri, şimdiye kadar yeterince bilinmeyen pek çok çarpıcı ve renkli sayfalar toplamı olarak sunuluyor. Öncelikle ve özellikle anlamlı olansa, ideolojik ve tarihsel bir gerekirlik olarak Rosa’nın; kuramcı ve eylemci yaşamıyla durduğu yerde, tanıklığa çağrılan tarihle etkili bir bildiri olarak yine tartışmaya sürülmesi..
          Bu tarihsel bildirgenin yüksek sesle okunmasına gereksinmemiz vardı.
          Gereksinmemiz var çünkü; 1848 Devrimi yenilgisini sorgularken; Eğer yenilmişsek, yapmamız gereken tek şey, baştan başlamak.. diyen Engels’in tarihsel önemdeki suflesini; Devrim, nihai zaferin bir dizi ‘yenilgilerden’ geçerek hazırlanabildiği tek savaş biçimidir.. diye üstlenmiş Rosa, ve bu uğurda yaşamını ortayere koyabilen, onu ölümle ifadeleyebilen bir yüreklikti.

          Gereksinmemiz vardı çünkü daha onaltısında O, güneşe kanat açan Ikarus’tu..
           Tarihin tanıklığı bu; Proletariat’ın seçkin önderlerinin ( Kunicki, Bardowski, Ossowski ve Pietrusinski ) Ocak 1886’da Varşova Kalesi’nde asılmalarının, diğer yirmiüç önderin tutuklanıp ikiyüz militanın da sürgün edilişinin ardından, henüz onaltı yaşında bir öğrenci olan Rosa Luxemburg, sözkonusu örgütlenmeden sonraya kalan illegal hücrelerden birinde örgütlü bir militandı. O uğraktan başlamıştı tarihsel yürüyüşüne, ve hiç durmak bilmedi.
          Bu yürüyüşe daha yaklaşalım çünkü gereksinmemiz vardı.
          Yadsınamaz ki askerlerin dipçik darbeleri artı kurşunlarla gerçekleşen trajik ölümü; Lenin’le ulusal sorun, denokrasi ve parti konularında giriştiği tartışmalardan, ve bizde yayınlanmış kimi çalışmalarından, ama kesin bir eksiklikle tanıyabildik ancak.
          Yaklaşalım.
          İlk büyük tartışmanın öncülerinden; sosyal reform mu sosyal devrim mi tartışmasında sosyal devrimin üstlenicilerinden  ve öncülerinden olan Rosa, bu tarihsel tartışmanın yeni içeriklerle yeniden  gündeme geldiği günümüzde sosyal devrim savunuculuğunda  geleneği yeniden kurmakta kararlı bir uğrak, geleceğe dönük toplumsal projede hak edilmiş bir umut ve Marksist ütopyayı yeniden tanımlayışta yetkin bir kavrayıştır.
          Nitekim bu büyük tartışmada sosyal devrimin bayraktarlığını yapan Rosa, kapitalizmin ehlileştiğini savunan; kapitalist toplumun ileri aşamasında sınıflar arası çelişkiler yumuşamakta ve sendikal mücadele ve sosyal reformlarla kapitalist sömürünün ortadan kalkacağını.. vaazeden Bernstein’in sınıf uzlaşma-cılığını reddetmişti… reddedilmeliydi ki geleneği yeniden kurup geleceği bu zeminde hazırlarken bir daha reddedilmelidir!
          Reddedilmeli çünkü organizmayı kötürümleştiren, yaşam damarlarını kireçlendiren Kautsky-Bernstein kılıklı, öyle ama yine de.. (ya da) daha çok, daha az.. bir yandan, öte yandan vb oportünist kekemelik aynı duruş biçimi ve söylemle, emperyalist kuşatma ve yıkıcılıkla saf tutup  bu tarihsel yürüyüşün önünü kesmeye çalışmaktadır.
          Reddedilmelidir çünkü-ve yine Rosa’nın söylemiyle- ..hiçbir soylu ideal bu denli alçakça ihanete uğrayıp ayaklar altında çiğnenmedi.. işte, ve yine bu nedenle, güncel gerekirliklere de ideolojik ve tarihsel öncül/arkaplanlarla birlikte yaklaşmak gerekmektedir. Rosa Luxemburg, öznelerinden olduğu tarihsellik içinde böylesi bir gerekirliğinde karşılığı olan anlamlılıktı:
          Emperyalist savaş kredilerine beyaz oy vererek uluslararası devrimin yıkımı pahasına savaş çığırtkanlığının omuzbaşında duran sınıfişbirlikçi sosyal-demokrat parti önderlerine karşı verdiği sınıfuzlaşmaz kavganın R. Luxemburg’u, savaş yıkımı süresince aynı anti-militarist kararlılığı uzun tutukluluk yıllarındaki direnişinde, Ekim devrimi katılımcılığı, destekleyiciliği ve eleştiriciliğinde de koruyarak kendine özgü duruş biçimini ölümüne değgin korumuştu.
          Sosyalizm için verilen kavga, dünya tarihinin gördüğü en zorlu içsavaştır.. diyen Rosa Luxemburg’un  bu savaşçılığını sosyalist örgütlenmeler ve bir üst disiplini olarak proletarya diktatörlüğü altında sınıf mücadelesinin sürdürülmesi, devrimin sürekliliğinin sağlanması anlamlılığında bulgulamak öğreticiydi;
          Gereksinmemiz vardı çünkü O, devrim için mücadele kararlılığıyla özdeş kendisini eleştiren devrimdi!
          Daha yaklaşalım,
         İçinde/önsafında durduğu SDKPİL  ve uluslararası devrimci hareket pratiğinde de görüldüğü üzre; devrimin kazanılması kadar bu kazanımın sürdürülmesi, parti/sınıf ilişkisi ve diyalektiği, bürokratik dayatma ve yıkıcılığa dikkat çekişinde, kurumsallaşan bürokratik parti önderliğini eleştiriş ve sosyalist demokrasiyi başlığa çıkarışı  yığınsal insiyatif ve eylemlilikle buluşturup gerçekleşebilir kanıtlı Marksist ütopyanın belirsizleştirilmemesi için tarihsel önem-deki uyarısında, iktidar ve politika yapış biçimi vb sorunlardaki duyarlılığı ile enternasyonal devrim ve daha özelde Bolşevik devrimi coşkuyla üstlenişinde de kendisini eleştiren devrimdi..
          Rosa Luxemburg’un biyografisini yazma amacını “..bir kişinin, bir hareketin ve bir çağın tarihini yeniden kurmak..” olarak açıklayan P. Nettl, bu ürün kanıtıyla geçmişi tek prizmadan gösterme ve diğer görüntüleri flulaştırma, küllendirme ve sevgisizliğe, ve özellikle de imha diyalektiğine karşı özgün bir yaklaşım getirirken, yanılgıları ve tarihin şimdisinde de karşılığını bulan haklılıklarıyla kuramcı ve eylemci Rosa Luxemburg’u anlamlılığı yeterince fark edilmemiş bir armağan olarak tartışma gündemine sunuyor yeniden:
          Gereksinmemiz vardı çünkü O; F. Mehring’in Marx’tan sonra gelen en yetkin beyin.. ve C. Zetkin’in, keskin bir kılıç, canlı bir devrim alevi.. dediğiydi, ve Lenin’in görüntülemesiyle; O, bir kartaldı, hala da bir kartaldır. Rosa Luxemburg, bütün dünya devrimcilerinin anısında aziz olmakla kalmayacak, eserleri bir çok devrimci kuşağın eğitimi için çok faydalı bir ders.. olacaktır.
          Üstleniyoruz çünkü gereksinmemiz vardı. Sakinoluncuların kundakçısı bu eylemci marksist kuramcının tartışma gündemine kendisini yine bir bildiri gibi sürmesine (sosyalizmin liberalize edilmesi çırpınışlarına karşı da ) öncelikle ve özellikle gereksinmemiz vardı, çünkü sosyal reform ihanetine karşı sosyal devrim kararlılığını yeni içeriklerle ifade eden devrimci kuşağımız için yine öğrenme ve nihai zafere giden yolda atlama taşları olarak görülmesi gereken kaçınılmaz yenilgilerden ve ilişkin pratiklerden teorik sonuçlar oluşturup, devrimi yeniden kazanmak amacıyla, yeniden başa dönmek gerekiyor..
          Başa dönüp yine en başta söylemek gerekiyor ki;
         Kum üzerine kurulu sizin düzeniniz. Devrim daha yarın olmadan, ‘zincir şakırtıları içinde yine doğrulacaktır! Ve sizleri dehşet içinde bırakıp, trompet sesleri arasında şunu bildirecektir:
          Vardım, varım,
                              Varolacağım!
          .
          Spartaküst bir haklılığın emperyalist burjuvazinin yargıçlarına meydan okuyuşuydu Rosa Luxemburg ve trajik ölüm anına değgin devrimin sürdürülmesi kararlılığıyla bu tavrını sürdürürken tarihin şimdisine de meydan okuyuşunu yineliyor işte:
          VE ARTIK HAKKIMDA HÜKMÜNÜZÜ VERİN!
          Öneriyorum,
          Daha yaklaşalım..

*ROSA LUXEMBURG (Biyografi Cilt 1)
Peter NETTL, ATAOL YAYINCILIK

Mehmet Çetin
Yüzyıl Dergisi
31 Mart 1991


Hiç yorum yok: