10 Ekim 2008 Cuma

Mehmet Çetin / Ahmet Telli

Mehmet Çetin'in yeni şiirlerini okurken bir şeyin ayırdına vardım: Çetin, dildeki yerleşik kuralları bozmaya özel bir önem veriyor; kakafoniden zarf olan sözcüklerle isimleri ilişkilendirmeye kadar hemen her yolu deniyor. İkinci Yeni'nin yapmaya çalıştığı dilde deformasyonu, onların bunalımcı algılayışlarından daha öteye, belki şizofreniye kadar dayandırıyor. Şairin bu edimi karşısındaki refleksim, bu aşırılık ile şiirin kaybolduğu ve böylece şairin okunurluğunu yitirebileceği noktasında idi. Şiiri hiçleyip, bir metne giden yolda yerleşik eleştiri ve algı düzeneğine saldırıydı bu örnekler.


Çetin'in yayıma hazırladığı dosyasını kendisine geri verdikten sonra, uzunca bir süre düşündüm. Şair, yaygın algı antenlerine yönelttiği parazitlerle, gerçekliğin egemen dolaşımına karşı bir tavırla tanımlanabilecek sanat pratiğine açıyordu kapısını. Bu dil Türkçe tutkunlarını öfkelendirecek, bunu biliyorum. Bilinçli bir edim olan bu tutum karşısında durup anlamanın daha doğru olacağını düşünerek, ilk şaşkınlığımı bir yana bırakarak, bu pratiğin poetik/politik olduğu kadar etik bir yanı olduğunu düşündüm.

Evet, iktidar, bir dille kurulabilirdi ve gerçeklik dediğimiz olgu, dil aracılığıyla yayılabilirdi. Öyleyse, iktidarın oluşabileceği alanlara saladırabilmek için belki de önce dile müdahale etmek gerekiyordu. Aslında anarşistlerin yapması gerekeni, bir şair gerçekleştiriyordu. Üstelik bunu, kendi etki alanını gerekirse daraltma pahasına…

Çetin, bu deneyimi, iktidarların üstümüze yürüdüğü dilin içinde gerçekleştiriyordu. Dil, kendi seslerinden aldığı ritme bir ivme kazandırmış, bu hız, giderek uğultuya, sonra da gürültüye dönerek üstümüze abanmışken, Çetin'in şiiri, şimdilik bir protesto olarak kekemeliği seçiyor. Bundan sonraki aşamayı merak etmiyor değilim. Belki bir dilsizlik olacak bu. Evet, gürültü bir yansıma olarak kendine döndüğünde, küçücük bir es, o gürültüden çok daha etkin olabilir. Olabilir mi, anlamaya çalısıyorum. Belki de tartışmak…

Çetin'in seçimi, bana kalırsa etno bir duruştur, onun kendisini tarif ettiği yerde okurun vicdanı ise etik olanı belirleyecektir." (…) "Şiir, evet; ama etno şiir.."

Ahmet Telli
kaynak:'kunduz düşleri' şiir dergisi

http://www.mehmetcetin.info

Hiç yorum yok: