19 Ekim 2013 Cumartesi

'Birağızdan' sevinmek gerekiyor: Sezai Sarıoğlu

TEORİDE ALAYLI PRATİKTE MEKTEPLİLERE REDDİYE YA DA MEHMET ÇETİN

''ağzına söz şiir, yürek dersen ateşkessiz
aşak ve incelik neredeyse sen hep ordasın
ordasın: döğüşken ömrün onurunca... orda''
                                                              M.Çetin

     83'sonrasında sanat-kültür alanına ve özellikle de edebiyat şiir alanına  sosyalist öznelerin kitlesel yönelimini yaşadık. Radikal bir tarih içinden geliyorlardı. Bir yığılma, arayış, yüreğin, öfkenin, niceliğin apar topar karaya vuruşuydu bu. Naifti, doğaldı... Gözükara ve pervasız bir kıvamdaydılar. Dağarcıklarında birazcık teori, daha çok koşarak yürünen dar pratikçi bir tarih içinden geliyorlardı. Birikmiş sözleri vardı söylenecek. Gecikmeler coğrafyasına, ağızları dolu dolu estetize edilmemiş bir söylemle geldiler...
     Şimdi güncelliğin içinde aynı uğrağın bir başka noktasındayız. Bir durulma, mayalanma ve yetkinliğe sıçramanın 'gerilimini' görmek mümkün. Nicelikten niteliğe, geçicilikten kalıcılığa doğal ve kendiliğindenlikten örgütlülüğe doğru bir sancıdır durulmanın içindeki olgu. Öyleyse güncel uğrak ve gelecek yıllar heveskârlıktan, sosyalist sanatçı olmaya evrilmiş öznelerin eni-konu savaşımına tanık olacak..
     Her sosyalist özne ve sanatçı adayı bir tarih içinden gelerek M.Çetin'nin deyişiyle, 'döğüşkenlikle inceliğin keşiştiği yer'de buluştu. Bu tarihsel ve güncel buluşmada kalıcı olmak isteyen sanatçı adayının öğreneceği ilk ders, tek boyutlu siyasal kimliğin, pratiğin yani sosyalist kültürün bir bölümünü içeren düzeyin yeniyi kotarmaya yetmediğini anlamak olmalı.
     İşte bu ders, temel bir algıyı, nirengi noktasını işaret eder. Yola bu noktadan hareket edilecektir. Sosyalist sanatçılar/şairler bu noktada hem kendi yeniden üretimlerinin/teoride, sanatsal ürünlerde, yaşam tarzında) hem de parçası oldukları bütünün dönüştürülmesi için kolları sıvamalıdır.
     M.Çetin bizce bütünsel yönelimiyle, taşıdığı tarihten gelen ve tarihe yönelen siyasal, estetik potansiyelleriyle işi sıkı tutmasıyla nicelikten niteliğe sıçramanın, kalıcı olmanın izini sürüyor. Aldığı yol azımsanamaz. Rüzgar ve Gül İklimi'nden sonra, Enver Gökçe ödülünü kazanan 'Birağızdan' isimli çalışması bir doğrultuyu imliyor. Kazanım sosyalist sanatındır tümümüzündür. 'Birağızdan' sevinmek gerekiyor.
     Şair doğulmuyor. Doğru bir evrim tarih yaşanarak, genelde kültür, özelde estetik -sanat alanının, daha özelde de edebiyat/şiir uğrağının kavram ve kategorilerini sosyalist kültür perspektifiyle içleştirerek maddi güce dönüştürerek sanatçı olunuyor. Ve bu uğraş yıllar süren karmaşık süreci içeriyor. Teoride alaylı olanın, pratikte mektepli olması olanaksız. M.Çetin;
     ''Yani, sorumluluk olarak anlaşılması gereken, doğru zeminden yükselen ve doğru bir perspektifin menziline düşmüş yazın/sanat/kültür örgütlenmesi olmalıdır''  derken haklı. Sözüne sösümüzü uyaklıyoruz: ''Birağızdan'' Ne güzel...

eşgalin dağlara yakıştı adın çocuklara
andımızda kaldı özün uçurum kuşlarıyla
gittin de mecranda bunca ırmağı hırçın
bunca yangınla akranlarını bu sevdayla
ölüm yaralı yurdunun çağrısına bıraktın
                                                       M.Çetin
                                                                                                                                                             Sezai Sarığlu

20 Şubat’89/İşçi Dünyası

Hiç yorum yok: