ses ayarı; jû.. tû.. drie.. dört: düm teka düm tek!
evet, bu bir amentû değildir!
Avrupa'daki diller kaosunu bir 'diller şenliği' olarak anlamlandırmak isteyen mevsimlik yazın/sanat kitabı ütopiya, öncelikle türkiye ve kürdistan kökenli yeni avrupalıların yazın/sanat uğraşlarının bir ifade aracı olsun istiyor.
avrupa ütopiya insiyatifi tarafından yayıma hazırlanan bu dergi, doğal ki kendince bir etik/estetik tercihe de işaret etmiş oluyor. diller arasına sıkıştırılmış öznelerini daha yaratıcı kaygı ve arayışlara kazandırmak isteyen ütopiya, mevcut yazın/sanat gerçeğini görüyor.. bunun bilinmesini istiyor: mevcut olguyu yeni bir konseptle karşılamak için yola düşen ütopiya biliyor ki; bu yolculuk yeni ve ilk değil; ütopiya'dan önce de pek çok yazın/sanat pratiği bu sancı ve sıkışmayı yaşadı, yaşıyor. edinilen bu entelektüel deneyim, öncüllerden öğrenilenlerdir. edinilmiş bu muhalif birikimle arzulanan da; avrupa'daki egemen dillerin kıyısında yaşayan ama ana dillerinde yazan/yaratanların, yeni bir yazın/sanat buluşmasını gerçek kılmalarıdır.
ütopiya, sadece diasporadaki yazın/sanat ilgilileri için bir tribün değil, uluslarüstü de olsun istiyor. hemen her dilde -ve dillerin eşitliği konseptinde- kök salan bir nüans pratiği ile; sınırsız ve sınıfsız bir komünya imgesine dahil olmak dışında kendisini rehin alacak hiçbir mutlak doğrusu ve manifestosu olmayan ütopiya, istiyor ki düşlediklerine yakışıyor ve onları yaşıyor olsun..
dinden, dinleştirilmiş ideolojilerden, kavim ya da uluslardan ve hatta zıvanadan da çıkmış olsun!
olsun; ütopiya, bir mülksüzlük pratiği olarak her türden egemenlikçi paradigma -ulusal, cinsel, sınıfsal vb.- kültürlenme ile verili sistemleri kutsayan edebiyat/sanat ortamından bir kopuş pratiği olsun. her sayısı bir başka avrupa ülkesi redaksiyonu tarafından (türkiye ve kürdistan hariç değil!) yayıma hazırlanacak olan ütopiya'nın, yersizyurtsuzluğu da bir farkındalık olarak anlaşılsın ki kalıcı bir adresi bile olmasın. kutsanmış amaçlar için araç kılınan insanın ve doğanın özgürleşme özlemine işaret etmiş olsun. kendilerini adayanların, düşlerinin nesnesi değil öznesi olma hasretlerine alçakgönüllü bir karşılık olsun. yine de; sysphos'un mutsuzluğundaki başarısını, rüzgârın ıslığında sesini, ırmağın akışında akarını ve dağın bakışında seyrini bulmuş olsun.
öyle de olsun; ütopiya, onu birlikte düşleyenlerin olsun..
nafile bir çaba olarak görülsün bu; beis yok! yine de minör bir çağrı olsun bu; içsesleriyle bize sufle veren dillerin heyecanıyla yola düşen ütopiya'nın, yanıbaşındakine seslenişiyle dil, anlaşamama aracı olmaktan çıkmış olsun!
ütopiya yayın kolektifi/mayıs'03
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder