10 Aralık 2013 Salı

Ütopiya için sunu

Mevsimlik hayat bilgisi kitabı  olarak ütopiya, öncelikle onu yayıma hazırlayanların kendileriyle ve benzerleriyle buluşma aracı olarak özleniyor. bu özlem, içine doğulan tarihsel kuşatma koşullarında daha da koyulaşıyor. 
egemenlikçi ideolojiler ve yaşam biçimleri, örgütlenmelerden ve kendisinden çözülmüş bireyi teslim almakla kalmıyor, onu kendisinin bir üreticisi haline getiriyor. sistem, bütün olanaklarını kullanarak kendi sunumu dışında bir seçeneğe yaşam hakkı tanımıyor. böylesi saldırılar karşısında ütopiya öncelikle, anlamaya çalıştığı süreçte biriktirilenleri paylaşmak, ortak eleştirinin nesnesi kılmak ve içinde durduğumuz tarihsel/toplumsal/bireysel koşulları anlama ve -olanaklı oldukça- yeniden anlamlandırma çabası olarak tartışma alanında olmak istiyor.
ütopiya, kendisini neye karşı örgütlemek istiyor? verilmiş, öğretilmiş ve dahası dayatılmış ‘hayat bilgisi’ne karşı; onun sistem olarak örgütlenişine, ideolojik hegemonyasına, ritüellerine, sembollerine, estetiğine, politikasına ve politika yapma biçimine, yeryüzünü tutsak aldığı tüketim ideolojisine, vicdan satınalan ve ölümü alkışlatan ya da sayfalarına aldıklarını maymunlaştıran medyasına ve onun terörüne, sistemiçi kıldığı muhalifleri üzerinden kendisini yeniden üretmesine, yaşamın devrimcileştirilmesinin önündeki anlayışlara ve bir bütün olarak sistemin günlük hayat içerisinde insanı göbek bağından kendisine bağlarcasına teslim almasına.. insanın elinde kalan ‘hayır!’ hakkını kullanmasını unutturmaya.. 
..karşı, bir örgüte değil ama örgütlenme fikrine işaret ederek, kendisini örgütlemek istiyor. buralarda kendisini biriktiren ütopiya, mevsimlik hayat bilgisi kitabı olarak;  
yeni bir mevsim istediğini, söylemek istiyor! 
bugüne, bugünün hayat bilgisine dair geliştirilen ve daha geliştirebilecek eleştirileri bir gelecek imgesiyle, o imgenin o düş’ün olanaklarıyla ilişkilendirmek isteyen ütopiya, kuşkusuz ki geleceğe dair önermelerine dünden aldıklarıyla bugünden başlamak, onları bugünden hayat bilgisinin kendisi kılmak istiyor. eleştiri ve önermelerinin yaşanagelen toplumsal ve entelektüel pratiklerden beslendiği gerçekliğine karşın bu noktada, gelecek yaşamın imgesel olanaklarından bugüne projeksiyonlarının neler olabileceği ve nasıl bir kapsama yayılabilecekleri tartışma ve deneme konusu olsun istiyor.
bugün için yeni bir mevsime, yeni bir hayat bilgisine işaret eden çabalar genel bir sistematikten yoksun gibi. ama yüzümüzü diğer cepheye döndüğümüzde saklanamayacak olan kapitalist yaşam kültürünün bütün teslim almalarına karşın kendisini tüketiyor olduğu gerçeğidir. yaşam, tüketimin sahte ve doyumsuz parlaklığının ötesinde ruhsal ve değerler alanında yoksullaşmış, yarınsız kalmış durumda. bir yineleme ve yeniden iddiadır ki; kapitalizm için deniz bitti! kapitalizm hem insanın içsel doğasını hem de çevresini tüketmiş durumda. kapitalizmin çürümüşlüğü, yeni bir mevsimi arayan ve kapitalizmin tahribatlarını kendi alanlarında geriletmeye çalışan bir dizi alternatif yaşam biçimi, arayışı geliştirdi; feminizm, çevrecilik, ailenin giderek ortadan kalkması ve yalnız yaşama, taban demokrasileri, barış hareketleri vb.gibi.
sadece bizde değil, diğer ülkelerde de  politik iktidar mücadelesi veren devrimci örgütlenmeler, bütün bu arayışlara ve yaşam pratikleri oluşturma çabalarına hep ‘reformist’ diyerek sırt dönegeldiler. ne ki, yeni hayat bilgisinin kendisini bugünden örgütleyebileceği böylesine önemli alanlarda kapitalizmin boşluğunu görmeyerek, bu pratiklerden oluşan politik sonuçları üstlenmeyerek muhalif enerjilerin ortak bir kanala akmasını da engellemiş oldular. ütopiya, yeni bir hayat bilgisi üretimine katılmak ve müdahaleyi burda da sınamak istiyor. benzer  enerjiler burda da var; kolektifler, komünler; özgülümüzde henüz sınırlı yaşam deneyleriyse de ütopiya, gerek özgül ve gerekse yeryüzü deneyimlerinden yararlanarak tartışmayı ve yaşama olanaklarını geliştirmek istiyor. 
bir ortak kitap pratiği olarak ütopiya, sıralanabilecek daha pek çok gerekçeyle kendisini yayına hazırlıyor. kolektivize edilmiş bir yayın, üretim ve yeniden üretim bağlamında da kendisini tüketilmeye, meramını yaşam karşılıkları oluşturma ısrarında tartışmaya sürmek istiyor. nasıl? 
evet, nasıl?
öncelikle, örgütleniş, kapsam ve yönelimiyle ütopiya, yayına hazırlayanların mülkü  olmak istemiyor. işe başlayanlar, süreci paylaşımla üstlenmek için yola çıkanlardır. öneren, yazıların ve ilişkin diğer faaliyetlerin koordinasyonunu sağlayan ve yeniden üretim sürecine kazandırırken ütopiya’nın tüketim süreçlerini takibeden bir yayın kolektifi kendisini örgütlemiş durumda. (bu çabaya katkı sunmak isteyenler başka kent ya da ülkelerde de böyle kolektifler kurabilirler vb.) bir süredir ütopiya tartışmasını yürüten sözkonusu yayın kolektifi; kendisini iki tehlikeye karşı ideolojik olarak hazırlıklı kılmak istiyor:
olanak olarak kendisine tanıdığı (alışkanlıklar, bir yayının örgütleniş geleneği itibariyle böyle bir meşruiyetten kolaylıkla sözedebilir.) ‘mikro iktidarını kullanmamak, bu anlamda geleneksel bir yayın kurulu iktidarına dönüşmemek istiyor.
‘içine doğduğumuz hayatı ve bilgisini yeniden anlama ve anlamlandırma pratiği olmak istiyoruz’ denilse de; anlama ve anlamlandırmaların giderek tanımlamalara ve oradan üreyen yargı-yargılamaların da (politik hayattan devralınan kimi alışkanlıklar da dikkate alındığında) politik örgütlenme ve onun çağrısına... kapsam ve yönelim itibariyle ütopiya’nın gidebileceği pek çok yer var kuşkusuz. ne ki faaliyetin öznelerinin ileri süreçlerde önerebilecekleri bütün bu olabilirliklere karşın şimdiki yayın kolektifi daha en baştan kendi faaliyetinin kapsam ve yönelimini açıkça deklare etmek istiyor.  
yinelenebilir; ütopiya’yı, kendisini örgütlemenin bir aracı, benzerleri ile buluşmanın bir aracı, bir etki pratiğinin aracı olarak özleyen ve tasarlayan yayın kolektifi, faaliyet sürecinin bütününde, temel vurguyu verili hayatın ideolojik deşifrasyonuna, kolektif bireye, kolektiflere ve örgütlenmeye yapmak isteyen bir başlangıçta duruyor. faaliyetinin kapsam ve yönelimini de (başka kimi olabililirliklerle) daha en baştan böyle bir alanda tarif ediyor.
doğrularını ve deneylerini fetişleştirmeden, üretimini  eleştiri alanında sınamayı seçen ütopiya, ‘uzman yazarların yazma pratiği’ olmaktan çok, kolektif eleştiri ile kendisini geliştirip örgütlemeyi, uzmanlıkları paylaşmayı seçen bir yayın ve paylaşım pratiği olmak istiyor. bundandır ki dosyalar sistemi ile çalışmayı, her dosya kapsamında yeni enerjilerle buluşmayı, seçme-reddetme anlayışından uzaklaşabilmeyi,  ortak duyarlılıkları geliştirebilmeyi özlüyor. 
kuşkusuz ki önceden ilişkilenemediği başka enerjilerin katılım ve katkılarına kendisini açık tutan ütopiya, farklı düşünen ve eleştirileriyle de tartışmayı ilerletmek isteyenlere, her yeni sayısını bir önceki sayılarının eleştirisine açık tutarak, olanak sunmak istiyor. öneren, ‘öteki’nin eleştiri ve ‘yapması’yla da kendi pratiğini sınamak isteyen ütopiya, bu tavrında ısrar etmek istiyor. 
söylem ve konuşma kipiyle her türden bilginin mutlak, değişmez olmadığını, bu doğruların sürekli değişim içinde ‘şimdi’nin bilgi ve doğruları olduğunu, bilgi hiyerarşisine çıkardığı reddiyenin de tartışılabilirliğini söylemesiyle, hem düşünüş hem de konuşuşunda -ebilir kipini metaforik bir olanak olarak pratiğinde sınamak istiyor.  
faaliyetini yazıları toparlayıp yayınlamakla sınırlı görmeyen ütopiya; gerek yayın pratiğinde ve gerekse yüzyüze yürüteceği tartışmalarla söz’ünün takipçisi olmak istiyor. bunu hem yayın kolektifinden hem de yazım ve benzeri düzlemlerdeki ilişkilenmelerin toplamından daha en başta talep ediyor. bununla, örgütlenme sürecinden üretim ve yeniden üretim sürecine kadar kolektif olabilmenin farkını özgül pratiğinde üretmek istiyor. 
ütopiya, yaşamı tüketmeyi menziline koymuş bu tüketim çağında,  üzerinde tartışılan, eleştiri ya da önerilenlere yaşam kanıtları sunularak yeniden üretilen, paylaşarak çoğaltmak ve kolektivize etmek isteyen bir yayın aracı olmak istiyor. yalnızlaşarak sisteme örgütlenen değil, kendini örgütleyen bireylerin örgütlülüğüne, bu enerjilerin birlikte ‘hayır!’ deme haklarına aracı olmak istiyor.  
yeni bir mevsimin, yeni bir hayat bilgisinin yoluna düşen ütopiya; kolektif bireyden kolektif bir düşe, imgeye gidişte bugünden bir olanak olduğunu düşünüyor, bunu yaşamak ve benzeri pratiklerle buluşmanın araçlarından biri olmak,  
ve  böyle bir karşısaldırı için birlikte ‘haydi’ demek istiyor!
ütopiya yayın kolektifi/kış'98

Hiç yorum yok: