kanı susturun
aşkınızdan artakalan yaralı hayvan. ben
dağlara sığınan göllerin sıkıntısıyla ahh
uyanıyor her gece çöl sesi duyuyorum
yurt diyorsunuz yurttaşlık ödevi mi ne
dağlara düşerken ateşböcekleri, ölüme
kaskatı bir çığlık gibi kırıyorum kendimi
ve yaralı son bir hayvan gibi soluyorum
yaralı hayvanca soluyorum ormanınızda
kanı susturun kanı susturun kanı sus..
günahına cehennem o kefende yanıyor
yurt lanetine sürgün bir dargın ırmak
kanıyor içine akıyor kendine kırgın
dağlara sığınan göllerin sıkıntısıyla
sual ediyor doğrulup söylemek istiyor
rüzgar kadar mı yıldızlar kuşlar kadar
unutmak isterdim nereli olduğumu unut
yoksulun ahı bu kim kardeş değil kime
besso na gonî bıqendo na gonî bıqendo
utanır ama halk çığlığıyla yaralı yanım
gece yine ölümle çöker o ay düşüne
yıkılır üstüme iniltisi dağ rüzgarının
kanlıdır o ağır bir orman yangınıdır
sual eden ölüler bile konuşmak ister
unuttuk nereli olduğumuzu ölünce biz
unutur musunuz siz yaşayan divaneler
unutmak isterdim hep unutalım isterdim
basta de sagre basta de sagre basta de..
saçlarında asılmışların aklaşan ömrüyle
buhura sızan bu kan uğultusu içindeki
ay yoksunu gece kadar bahtsız halk ah
ahh cellatları kadar suçsuz ve ağır halk
yırtılırken damarları bir mermerin bile
kan ısırıyor çocuklar karpuz içlerinden
bu rüzgar bu yoksulluk bu iççekişten
kim borçlu değil öfkesine susarken böyle
kanı susturun kanı susturun kanı sus..
kıyamın fısıltısı değil mi yeraltı ırmakları
kuşkuluyum çünkü büyütmediğini kanın
öptüğüm şu nergizi o hercai menekşeyi
sual eder acıyla talan edilen gözlerim
kan değil mi sanki en eski suçu insanın
yeryüzünün ağrıyan yerlerinde dolaşan
ırmaklardan kuşlardan ki aşktan da çok
sesinle çık dışarıya sesine çık ve yeter de
besso na gonî bıqendo na gonî bıqendo
ahh vatan diye kanlıtapınakta yaşayanlar
göz diye kangözeneğinden bize bakanlar
susturun şu kan sesini geri vereyim size
çocuklukta unutulmuş lavanta kokusunu
yeter deyin ganimet değil ki vicdanınız
kendinizi asacak dal bile kalmaz dinleyin
yaktığınız orman sizi de yakar yeter deyin
yeter deyin vereyim size düşlerini che'nin
basta de sagra basta de sagra basta de..
konuşsam vuruyor kendimi katil oluyorum
suçluyum halk kadar yeryüzü sürgünüyüm
ama uçurumkuşuysa dil ve acem kılıcıysa
ve sınırını kanla çiziyorsa her bir ülkenin
ölüm çoğaltıyorsa çığlığı din mağarasında
unutuluyor böylece bu çocuk kekemeliğim
sesimi böyle bir çılgınlıkta nasıl yitirdiğim
dilim lal ve sağır çığlığı kalbim ki çingene
sesinle çık dışarıya sesine çık ve yeter de
dağlara sığınan göllerin sıkıntısıyla ahh
yine bir kabustan uyanıyorum sesinize
ki yırtılıyor damarları kalbimizin işte
gazete bile okunamıyor kandan başka
kınıyorum kendimi o çığlık gibi kırgın
sokakta unutulmuş bir ceset oluyorum
ve yaralı son bir hayvan gibi soluyorum
yaralı hayvanca soluyorum ormanınızda
kanı susturun kanı susturun kanı sus..
mehmet çetin
usenima@hotmail.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder