16 Şubat 2011 Çarşamba

KeKeMeCe: Mehmet Çetin


''KeKeMeCe'' M. Çetin'in altıncı şiir kitabı. ( Ağustos, 2000, Piya ). Daha ilk başta kitabın adı, dikkatleri kendi üzerine çekiyor. Bu adın Ahmet Telli'nin ''keko'' ve ''M.Çetin'' sözcüklerinden türettiğini öğreniyoruz: ''Etno hüzünler ve kekomeçe'' ( Kekomeçe, A. Telli ). Kitabın ilk şiiri, ''KeKeMeCe''yi bir yer ( bölge ) adı gibi duyumsatır: ''burası kekêmeçe ıssızlığı / kurederşi, dokuzyüzellibeş'' ( Yola Düş ). Gerçekteyse buranın tarihsel bir olgunun dile getirildiği bir yer olmadığını, fakat, şairin kendi doğum tarihini kullanarak, uzaklaştırma tekniğiyle şiirlerine bir başlangıç noktası oluşturduğunu fark ederiz. Bu başlangıç noktası şairinde içinde biçimlendiği bir coğrafyadır. Bu coğrafya çocuklarının, bildiğimiz gibi, asıl yarası iki dil arasında doğmanın
neden olduğu ''dil yarası''dır. KeKeMeCe'nin asıl içeriğini bu yara oluşturur:
''Çocuk, diller arasında unutulmuş
çığlıktı ki kekeme kaldı o günden
o güzden bu güne kalırım kekeme''
Bu içeriğin tek sözcükle kapakta somutlaşması bir raslantı değildir. Tekniksel kaynağını 
Nıetzsche'nin ''Şairin dili kekeme olmalıdır.'' sözünden alır. Kitap boyunca da kekemeliğin nedenlerini açıklayarak karşımıza çıkar. Şairin, Niçhe'nin sadece dil felsefesine değil, onun yaşam hakkındaki önerilerini de ( ve bilgi ermişleri olamıyorsanız, hiç değilse savaşçıları olun. Onlardır, bu ermişliğin yoldaşları ve müjdecileri.) kendine kılavuz edindiğini görüyoruz:

eşkâlin dağlara: mehmet çetin




















eşkâlin dağlara

eşkâlin dağlara yakıştı, adın çocuklara

estin içten sevdin narkırmızı döğüşken
aşkın hüzün ülkesi dedin sürgüne elbet
newroz ateşiyken akadaşımken ölürken
sevdiğimiz şarkılara birağızdan hasret
eşkâlin dağlara yakıştı, adın çocuklara

andımıza kaldı özün uçurumkuşlarıyla
gittin de mecranda bunca ırmağı hırçın
bunca yangınla akranlarını bu sevdayla
ölümyaralı yurdunun çağrısına bıraktın

eşkâlin dağlara yakıştı, kavgaya da adın

mehmet çetin

Bursa Özeltip Cezaevi, 1987