19 Ekim 2012 Cuma

bursa günleri şiir notları II

"105.
bağışla ama nasılsın demeyecektin, biliyorsun
nasılsa iyidir.. diyecektim yani incinecektim
göğsüm incinince acı çekerim anlıyorsun
bildiğini sanıyordum kül de yakar
ayaklanır ya o alıngan anılar
unutulmayan ağrılar, ansız..
oysa uyanmak istemedim çığlığa
benim olsa bunca sarsılmazdım belki
paylaşılmayan anlar eksiğidir gülüşün
gücenecektim nasılsın demeyecektin hiç
gülüşünden biriktirip yanımsıra taşıdığım
sevgi yürekli ülkem diye gönlüme sakladığım
inci suretin incinecek sorma iyidir derim nasılsa"

(...)

mehmet çetin /"birağızdan"

18 Ekim 2012 Perşembe

"ellerinle aynı şey değil hayat
öyle dokunmuyor kalbime"

mehmet çetin/"taşa hatıra"

17 Ekim 2012 Çarşamba

Rüzgâr Ve Gül İklimi-İnceleme Yazısı

YAYINLANMAMIŞ BİR ŞİİR KİTABI ÜZERİNE İNCELEME

     Mehmet Çetin- Rüzgâr Ve Gül İklimi

     "beden eriten çığlık öderken ölümkalım günlerine"

     Mehmet Çetin'in kendi el yazısıyla üretip kitap haline getirdiği "Rüzgar Ve Gül İklimi" elime ulaştığında, hemen üzerinde çalışıp bir yazı yazmayı çok istemiştim. Ne var ki henüz yayınlanmamış bir kitap üzerine yazı yazmanın alışılmış bir şey olmaması ilk elden düşündürmüştü beni. Ve bunun zor bir iş olduğunun ayrımında olarak kararımı verdim. Bunun şimdiye değin yapılmış olduğunu pek sanmıyorum. Böyle de olsa, bir kitap üzerine inceleme yazmak için onun ille de basılmış olması gerekmiyordu. Yazma kararını bu bilinçle verdim ve umud ediyorum ki, kitabı henüz yayınlanmamış ancak belli bir yetkinliğe ulaşmış ozanlar kazanmaya yönelik yeni bir geleneğin yazınımıza yerleşmesine de yararı olur..

     Bu, yetkin bir inceleme olacak mı? Emin değilim. Üstelik, ne kadar nesnel ölçütlere yaslanılsa da değerlendirmenin öznel ifadelenişi yadsınamaz. Artı, toplumsal duyarlılığın haklı olarak ivmelendiği bir alandır cezaevi olgusu. Ve cezaevlerinden yükselen çığlıkların, başkaldırı ve çağrıların sesine kavuşan türkülerce sahiplenildiği de gönendirici bir gerçeklik. Şiirle çok yakın ilişkisi olmayanların dahi cezaevlerinden yükselen şiir haykırışlarına yürek-bilinç-beğenilerini sınırsız açık tuttukları da gün gibi ortada. Ancak, anlaşılan o ki M.Çetin kendisine değil ama şiirine böyle bir "haksızlık" yapılmasını istemiyor. Kuşkusuz ki insanımızın  bu güzelliği M.Çetin'i de sınırsız sevindiriyordur. Yine de şiirinin, ne daha çok şiir dışındaki nedenlerle kabullenilip, abartılmasına ve ne de, yine bu nedenlerle yoksanmasını istemiyor. Bu ısrarının "Rüzgar Ve Gül İklimi"nde hayli belirgin olduğunu sanıyorum. Bu durumda, şiiri üzerinde uzun uzun söyleşmek, kendisiyle ve ilgilenen herkesle tartışmak, hem kendisi için ilerletici olacaktır ve hem de, şiire dair estetik sorgulamanın yığınlaşmasına, beğeni gelişkinliğine hizmet edecektir.