(not: yaklaşık 24 yıl önce yazılmış bir yoldaşlık yazısı.)
Mehmet
Çetin
1.
Görüyordun.
Bademler çiçek açacakken kanıyordu yine
göğsündeki açlık çığlığı. Duvar dibinde volta atarken düşlere de çıkacaktın ve
yine vur emirleriyle nöbet kulesindeki.Hücren, bir karışlık pencereydi.. demir
artı telörgü.. dışarda gece dışarda projektörler, parolalar.. katlini
biriktiren tarihler yakındı.. ve mermisini yitiren tetik gibi susuyordu
gözbebeklerin.
Ay habersizdi.
Ve üstelik yine görecektin: Nuri, uyumadan
önce sağ eliyle, uzun uzun donakalacaktı sol koluna, parmak uçlarından
omuzbaşına dek gezdirecekti elini kolunu sevecekti, bu gece uyut beni, bu gece
uyut beni, bu gece bölme uykumu, gecenin bir yerinden ayağa kaldırma beni, bu
gece sus, bu gece sona er artık sekiz yıllık sancım diyecekti ve yatağına
girecek, kitap okuyacak, sonra da ülkesiz masalının perçmini aralayıp,
küllerinden kendini varedemeyen anka kuşunun yaşama ihanetini fotoğraflayacaktı
gözbebeklerine, yanıtını bulmayan sevmeyi unutmak artık ve hiç unutmadı,
biliyorsun aynı hücrede senin gözlerinin önünde o sol kolundaki ağrı, albümlerde
solan terkedilmişlik ve kalbindeki tükenmişlikle uyuyacaktı.
Ay habersizdi ve görüyordun, bademler
çiçek açacaktı.