31 Temmuz 2013 Çarşamba

Îqrârîye: Mehmet Çetin

“îqrârîye..
Mehmet Çetin-Firik Dede
"yani çocuğun sesinden anadiliyle havalanan o ilk sözcük, o ilk hece, o ilk harf, anadile ‘iqrar vermek’ olarak ele alındığında.."

Meram, “îqrâr”.. 
       Değil, o incecik çubuğun verdiği acı önemli değildi de, bunu ilk kez yapıyor olmasıydı beni şaşırtan; babamın ruhunda şiddete yer yoktu oysa, beni ya da birilerini dövdüğünü hatırlamıyordum hiç.. ama çocukluk çağı işte, hiç mi hiç küfürbaz bir çocuk değilken, gün gelmiş, hatırlamadığım bir nedenle ve kimden duymuşsam, kirvemizin dedesinin mezarına küfretmişim. Onun, çocukluğumu bağışlayan tebessümüne rağmen, babam çok kızıyor bana ve elindeki çubukla sırtıma vuruyor, sertçe. Evet, o acıyı değil ama, mealen ‘insan, îqrârına nasıl küfreder’ diyen babamın kızgınlığını, yüzündeki o mahcubiyeti hiç mi hiç unutmuyorum. 
       Çocukluk çağları ve sevdiklerinden öğreniyor insan; îqrâra küfür edilmezdi!.. 

12 Temmuz 2013 Cuma

barikattan şiire çıkılır: mehmet çetin

barikattan şiire çıkılır..

 konfiçyus: “aradığını bilmeyen, bulduğunda anlayamaz..
barikat: sesinle çık dışarıya sesine çık ve yeter de..
ilkin bir yan yana durma hali, öyle.. tanış olma.. ama acı acıyı tanıyorduysa bir yerden, itiraz da tanıyordu itirazı.. öyle, yan yana bir durma hali.. diklemesine değil.. her biri kendisi.. hiyerarşisi olmayan bir varolma.. cepheden saf tutma hali..  
barikat.. yeryüzü egemenlerinin saldırılarına karşı durmak.. barikat.. durup düşünmek yeniden.. hatırlamak, unutturulmak isteneni.. yola düşenleri.. yolda kalanları.. ‘ruhlarımız geride kaldı’ diyen bilgenin hatırlattığı ile yeniden bütün, yeniden kendi olmak.. parçalanmış birer imge oluştan kendi bütününe varmak.. görmek.. duymak.. ve yeniden kendi menziline düşmek..
geri çekilmek zorunda kalındığında, çekilebilecek son barikatın vicdan olduğunu.. oraya kurulan barikatın arkasında durulduğunda, oranın kendi vicdanı olacağını, söyler gibi bir sahicilik..
‘barikatı vicdana kurmak'tan kasıt biraz da bu olur..