kendi kokusuna boğulan iğdeydi sanki
kalkıp size gelmek istediğim
kirazların haziranı'nda
anımsarsınız belki
ezberimdeydi adresiniz
yürek dalıma dersimgülü bırakmıştınız
dağdan düştün göğsüme gel ve soluklan
demiştiniz de unutacak değildim ya
ırmakları dalgın bırakıp ardınızda
unutup gitmek olmazdı anısız
anı olmaya vakit bulmamış bir delikanlıkla
güneş yanıklı akşamüstüydüm kapınızda
karşınıza çıkıp bugün kadar sevdalı
gülümsetmiştim sizi ansız